DEPREM HASAR SAPTAMA
Son zamanlarda meydana gelen büyük depremlerin ardından gerek konunun uzmanlarının gerekse yapı sahiplerinin deprem sonrası meydana gelebilecek hasarların tespiti sırasında aşağıdaki detaylar oldukça önem kazanmıştır. Hem yapı sahiplerinin hem de yetkili kişilerin asar tespit sırasında kendi kendine soracağı sorular aşağıda sıralanmaktadır.
1) Gözle yapılan tespitler ve anında alınması gereken önlemler, yapının boşaltılması ya da bazı bölümlerinin askıya alınması
2) Taşıyıcı ve taşıyıcı olmayan elemanların üzerindeki her türlü hasarın fotograf ya da kroki olarak kağıda geçirilmesi, çatlakların genişliği ve yerlerinin ölçülmesi ve işaretlenmesi, bunların yerlerinin daha sonra karışmaması için numaralandırılması yararlıdır.
3) Düşey elemanlardaki kalıcı yatay ötelemeler ve düşeyden sapmaların ölçülmesi, yatay elemanlardaki düzeçten uzaklaşmalar ve düşey deformasyon ve sehimlerin ölçülmesi
4) Yapı elemanlarının boyutlarının projesinde öngörülenden farklı yapılmış olması durumunda gerçek kesit ve boyutların ölçülerek belirlenmesi
5) Yapıdan malzeme örnekleri alınarak bunların dayanım ve gerilim birim deformasyon özelliklerinin belirlenmesi
6) Gerektiğinde betonarme yapılarda donatıların üstündeki beton örtü kaldırılarak donatım yeri, çap ve miktarının belirlenmesi
7) Yapının deprem ya da hasar öncesi durumu hakkında bilgi toplanması, özellikle hangi koşullarda yapıldığı, daha önce deprem etkisinde kalıp kalmadığı, önceki hasar, onarım ve değişiklikler belirlenmelidir.
8) Yapının dinamik özelliklerinin, doğal periyot ve sönüm oranı, ölçülmesi, yapı elemanlarına statik yükleme deneylerinin yapılması
9) Yapı çevresindeki zeminin özelliklerinin saptanması, bunun için gereken sondaj, ölçme ve benzeri işlerin yapılması
10) Yakın çevrede benzer yapıların karşılaştırma amacıyla incelenmesi DEPREM ONARIMI
Meydana gelebilecek depremlerde büyük hasarları önlemek adına önceden yapılması gerekenler ise aşağıda sıralanmıştır. Şöyle ki;
Genellikle hasar öncesi dayanım düzeyine getirmek ONARIM, hasar öncesine göre daha yüksek bir dayanım düzeyine getirmek GÜÇLENDİRME olarak nitelenmektedir.
1) Yapının ağırlığı azaltılmalıdır.
Depremde yapıya gelen kuvvet yapının ağırlığı ile orantılı olduğu için yapının ağırlığında yapılacak bir azaltma aynı oranda yapıya gelebilecek deprem kuvvetinin de azalmasını sağlayacaktır. Yapıyı hafifletmek için tuğla bölme duvarların yerine daha hafif alçı, gazbeton ya da ahşap panolu bölme duvarları yapılabilir. Yapının üst katlarından bir ya da bir kaçı yıkılabilir. Yapıda çatıyı yalıtım için konulmuş ağır malzemeler daha hafifleri ile değiştirilebilir. Yapı içindeki kalın sıvalar ya da dış yüzündeki taş kaplamalar kaldırılabilir. Yapıyı hafifletme olanağı her zaman olmayabilir. Ancak bu olanaktan yararlanma yolları aranmalıdır. Merdivenlerden taşıyıcı sisteme gelen yükleri azaltmak için merdivenlerin yüklerini doğrudan zemine aktaran düzenlemeler yapılabilir.
2) Yapının sünekliğinin artması.
Süneklik yapının enerji tüketme gücüdür. Betonarme yapılar rijit kolon kiriş birleşimlerinin çatlayıp hasar görerek mafsallı birleşim yerine dönüşmesi ile depremin enerjisini tüketirler. Mafsallaşan ek yerinin yük taşıma gücünde önemli bir kayıp olmamalıdır.
3) Yapının taşıma gücü arttırılmalıdır.
Yapıda oluşan hasar gelen kuvvetlere karşı dayanımın az olmasının sonucudur. Gelen kuvvetlere karşı yeterli dayanımın sağlanması ile hasar durdurulacak ya da bir daha olmayacaktır. Bunun gerçekleşmesi için yapının gelen ya da gelebilecek yüklere karşı dayanımının, eğer yetersizse arttırılması gerekir.
4) Yapının dinamik özelliklerinin iyileştirilmesi.
Yapıdaki hasar, asal titreşim periyodu ile zemin hakim periyodunun birbirine çok yakın olmasından dolayı oluşan rezonans ile ilgili ise, yapının dinamik özellikleri değiştirilip yapı periyodu ile zemin hakim periyodunun birbirinden uzaklaştırılması sağlanabilir.
5) Burulma etkisi azaltılmalıdır.
Bir çok yapıda hasar yapının katlarındaki ağırlık ve rijitlik merkezlerinin birbirinden uzak olmasının ortaya çıkardığı burulma etkisi ile oluşmaktadır. Örneğin perde duvarların yapının bir yanında toplanmış olması burulma oluşturacağı gibi, taşıyıcı olmayan bölme duvarlarının katlarda dengeli bir biçimde yerleştirilmemiş olması da yapının ağırlık ve rijitlik merkezleri arasında fark oluşturarak, yapıda burulma etkisi ortaya çıkarabilmektedir.
Onarım sırasında eklenen perde duvarların da bir burulma etkisi yaratabilecekleri göz önünde tutulmalı ve yerleştirilmeleri sırasında rijitlik merkezi ile ağırlık merkezi arasındaki mesafe olabildiğince az tutulmalıdır.
6) Yükleri taşıyacak yeni elemanlar yerleştirilmelidir.
Yapıda depremde gelen yatay yükleri taşıyacak elemanlar yetersiz ise ya bu elemanların yatay yük taşıma güçleri arttırılır ya da yeni yatay yük taşıyacak elemanlar yerleştirilir.
ÇATLAKLARIN ONARIMI
Çatlaklar durmuş ise onarılabilir. çatlak onarımı kendi başına bir olay değildir. Çatlak etkiyen bir kuvvetin ya da bir dayanım yetersizliğinin ifadesidir. Çatlağa yol açan etki ortadan kaldırıldıktan sonra çatlak onarımı yapılmalıdır. Öte yandan genellikle durmuş çatlak yoktur. Bütün çatlaklar açılır ve kapanır. Çatlakların genleşebilen strofor gibi esnek malzeme ile doldurulması oynamayı önleyebilir. ancak bu malzemenin üzerine konulan sıva bu harekete uymayabilir. Dolgu ve örtü için çekomastik gibi daha elastik bir malzeme uygun olacaktır. ancak çatlakların dikilmesi başka yerlerde yeni çatlakların oluşmasına engel olmayabilir.
1) Epoksi reçineleri : Epoksi reçineleri yapıştırma özellikleri çok iyi olan sentetik reçinelerdir. Suya, aside ve alkaliye dirençleri çok iyidir. Zamanla özelliklerini yitirmezler. Çatlağa doldurulmuş epoksi yapıştırıcısı, çatlağın yarattığı süreksizlik ortamını sürekli duruma dönüştürür. çatlağın her iki yüzünü çatlak boyunca sürekli olarak birbirlerine bağlar ve gerilme birikimlerini önler.
2) Epoksi ile onarım yöntemleri :
a) Epoksi enjeksiyon yöntemi 0.2-0.3 mm genişliğindeki çatlakların onarımı için uygundur. epoksi reçinesi donatı ile beton arasında açılmaları doldurarak donatı ile beton arasındaki aderansı arttırmaktadır.
b) Epoksi harcı ile doldurma ezilmiş ve paralannmış ve de dökülmüş betonları doldurmak için kullanılır. Epoksinin içine çok ince arega katılarak bir tür beton elde edilir ve tahrip edilmiş betonun yerine konulmaktadır.
3) Epoksi ile onarımda taşıma gücü artışı: Epoksi doldurulmuş çatlak ara yüzeyinde oldukça yüksek bir çekme dayanımı sağlanmaktadır.
4) Çimento şerbeti: Çimento standartı (TS-24) e göre çimento tanelerinin %95 i 200 ile 325 nolu eleklerden geçmelidir. çimento şerbetinin 0.1 mm. ve daha büyük çatlaklara girebilmesi olanaklı görünmemektedir. Ancak kılcal çatlaklara çimento şerbeti ancak basınç altında doldurulmalıdır.
5) Çimento enjeksiyonu: Çimento enjeksiyonu özellikle taşıma gücü zayıf olan moloz taş duvarlarda düşük basınçlar altında uygulanır.
6) Mekanik bağlayıcılar: Çatlakların epoksi reçinesi, çimento şerbeti ya da harçla onarımı genellikle artık genişlemeyen durmuş çatlakların doldurulması amacıyla yapılmaktadır. Çatlakta genişleme sürüyorsa çatlağın mekanik bağlayıcılarla dikilmesi gerekir.
ESKİ VE YENİ BETONU KAYNAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
Betonarme yapı elemanının onarım ya da güçlendirilmesinde eğer beton enkesidinin büyütülmesi gerekiyorsa daha önce dökülmüş beton ile yeni dökülen betonun birlikte monolitik tek parça olarak çalışması gerekir.
1) Basınç Kuvvetleriin Aktarımı: Bu aktarımın sağlanması için eski betonun yüzünün pürüzlü bir duruma getirilmesi, yeni dökülen betonun eski betona iyi yapışması için taze betona hafif bir basınç (10 kg/cm2) uygulanması ya da özel bağlayıcı maddelerin kullanılması önerilmektedir. Püskürtme beton ya da özel beton kullanılması ile hemen hemen tam süreklilik sağlanabilmektedir.
2) Kesme kuvvetleri etkisi altında kaynaşma: Eski ve yeni betonun kesme kuvvetleri etkisi altında kaynaşması çok daha önemlidir. Farklı zamanlarda dökülmüş iki betonun ara yüzeyinin kesme etkisi altında kuvvet aktarımı betonların birbirine yapışması ve sürtünme ile gerçekleşmektedir.
3) Kama donatısı ile kaynaştırma: Eski ve yeni betonun ara yüzeyine dik yönde yerleştirilmiş filiz demirlerinin kama etkisi ile kesme kuvvetleri aktarabileceği bilinmektedir. Kama etkisinden yararlanılacak filiz demirlerinin eski betonda ankraj için açılacak yuvalara yüksek dayanımlı ve genleşen harç ile yerleştirilmesi gerekir.
4) Epoksi reçineleri ile kaynaştırma: Basınç altında eski ve yeni beton arasındaki yüzeyde kaynaşma hemen hemen %100 etkilidir.
DONATININ BETONA ANKRAJI
Donatının betona bağlanması için;
1) Ucu genleşen özel ankraj bulonu ya da ;
2) Epoksi gibi kimyasal yapıştırıcılar kullanılmaktadır.
DEPREM YAPIM HATALARI
Yapılarda tasarım sırasında yapılan yanlışlar
1) Deprem hesabının hiç yapılmamış olması
2) Yapının taşıyıcı sistemi ile taşıyıcı olmayan bölme duvar gibi elemanların dengesiz yerleştirilmesinden ortaya çıkabilecek burulma etkilerinin dikkate alınmamış olması
3) Yapını deprem hesabında seçilen deprem kuvvetlerinin gereğinden küçük alınmış olması
4) Yapının düktilitesini arttıracak kolon kiriş ek yeri ayrıntilarına dikkat edilmemesi, yeterli miktarda etriye konulmaması, filiz boyu ve ankraj boylarının yetersiz oluşu, kiriş ve kolon enkesitinin küçük seçilerek donatı pursantajları yüksek elemanlar yapılması ve benzeri hatalar
Yapım sırasında yapılan yanlışlar
1) Donatı ile aderansı sağlayamayan çok kötü kaliteli ve projede öngörülenden düşük dayanımlı beton yapımı ve donatının standartların altında bir dayanımda oluşu; depremde enkaz durumuna gelmiş ya da çok ağır hasar görmüş betonarme yapılarda hasarın birinci nedeni beton dayanımının çok düşük olmasıdır.
2) Projede düktiliteyi sağlamak için öngörülen etriye sıklaştırılması, ankraj boyları ve benzeri donatı ayrıntılarına uyulmaması KİRİŞ GÜÇLENDİRME
Betona yapıştırma işleminde hem levhanın hem de betonun yüzeylerinin hazırlanması gerekir.
1) Önce çelik levhanın yüzeyi perdahlanarak pürüzlerden arındırılmalıdır.
2) Beton yüzeyindeki pürüzler jet taşı gibi aletlerle tümü ile giderilmeli, çukurluklar epoksi harcı ile doldurulur harç sertleşince perdahlanır.
3) Kirişe ya da döşemede ankraj delikleri için açılmış deliklere bulonlar yerleştirilir.
4) Döşeme ya da kirişte ankraj bulonlarına karşılık olan noktalarda levhada delikler açılmalı ve bu delikler ankraj bulonlarının kolayca girilebilmesi için alıştırılmalıdır. Ayrıca eğer enjeksiyon yöntemi uygulanacaksa levhada enjeksiyon borularının karşısına geleceği delikler de açılmış olmalıdır.
5) Eğer enjeksiyon yöntemi uygulanacaksa çelik levhaların yüzeyi tiner ile silinir. Enjeksiyon ve taşma boruları levhaya yerleştirilir. Levhanın ve enjeksiyon taşma borularının karşısına geleceği deliklerde açılmış olmalıdır.
6) Daha sonra enjeksiyon borularından epoksi harcı sıkılır.
7) Eğer basınçla yapıştırma yöntemi uygulanacaksa özel baskı düzeni ile altına epoksi reçinesi sürülmüş levha yine epoksi reçinesi sürülmüş yüzeye yapıştırılır ve baskı düzeninin vidaları sıkıştırılarak epoksi sertleşinceye kadar baskı uygulanır. Daha sonra baskı düzeni sökülür. |